25 Ekim 2010 Pazartesi

Gönül



Eyvah ki eyvah bir mah ki ben âh ettikçe oldu nur-ı mücessem,
Yandı felekler çalkandı ervâh, derdimden oldu âlem müellem.
Gitmiş o dilber, ol mah, o server, koymuş şu cismim bî-can ü bî-ser;
Ölmek değildir işten o demler, buymuş hakikat: hicran mukadder.
N’olurdu bahtım mâmur olaydı ya dil duraydı meş’ur olaydı,
Üftadelikten âzâd olaydı derken dübâre dil aşka kandı.
Leylen hamûştu, coştu nehâren, yekrenkti nâgâh oldu mülevven;
Âfak mülevven, eflâk mülevven, şevkinden oldu âlem mülevven.
Harab mı oldun sen aşk elinden, âbâd mı oldun oldun da hemdem?
Gönlüm durulsa, uslansa birden, geçmiş devirler yaşlansa madem.
Ömründe bir kez bulsan felah sen; geçsen şu suret perestişinden,
Nâkıs ü tammı bir tefrik etsen, bütânı kırsan, hüccâbı yensen...
Ünsiyyet içün gelmiş cihâna, dalmış Enis bu emvâc-ı aşka,
Leylâ’yı koysa, Mevlâ’yı bulsa, gelse yakîne, huzûra varsa...

Enis TOMBUL
12/03/2010

mah: ay
nur-ı mücessem: nur dolu, nurla şekillenmiş
ervâh: ruhlar
müellem: elemli
server: baş çeken
bî-can ü bî-ser: cansız ve başsız
hicran: ayrılık
mâmur: yapılı, âbâd
dil: gönül
meş'ur: şuurlu, akıllı
üftadelik: düşkünlük
dübâre: yeniden, bir kere daha
leylen: geceleyin
hamûş: sessiz
nehâren: gündüz (vakti)
nâgâh: ansızın
yekrenk: tek renk
mülevven: rengârenk
âfak: ufuklar
eflak: felekler
hemdem: solukdaş, arkadaş
perestiş: tapınma
nâkıs ü tamm: eksik ve bütün
tefrik etmek: ayırt etmek
bütân: putlar
hüccâb: perdeciler
ünsiyyet: ahbaplık, dostluk (ayrıca Enis isminin kökü)
emvâc-ı aşk: aşkın dalgaları
yakîn, huzûr: tasavvuf makamlarından; Allah'a yaklaşmakla, O'nu bilmekle elde edilir, yakîn huzûru önceler

13 Ekim 2010 Çarşamba

Tell Him/Eyit ol Merde


ya da:
http://www.facebook.com/video/video.php?v=477866973637


Tell Him
(The Exciters)


know something about love. You've gotta want it bad 
If that guy's got into your blood, go out and get him 
If you want him to be the very part of you 
That makes you want to breathe, here's the thing to do... 

(Reff:)
Tell him that you're never gonna leave him 
Tell him that you're always gonna love him 
Tell him, tell him, tell him, tell him right now 

I know something about love. You gotta show it and make him 
See the moon up above. Reach out and get it 
If you want him to be always by your side
And if you want him to only think of you... 

(Repeat Reff)

Ever since the world began it's been that way 
For man and woman were created to make love their destiny 
Then why should true love be so complicated? Oh... 

I know something about love. You gotta take it and 
Show him what the world is made of, one kiss will prove it 
If you want him to be always by your side 
Take his hand tonight and swallow your foolish pride and.. 

(Repeat Reff)


_________________________
Eyit ol merde


Bilürem ışk ne dürür şevk ile iste sen anı
Kime kaynarsa kanun git de heman kap adamı

Eger istersen özünden biri olsun ki sana
Heves olsun nefes olsun yapacak şoldur ana

NAKARAT:
Eyit ol merde de asla seni terk eylemezem
Eyit ol merde de daim severem hep severem
Eyit ol merde hemandem eyit ol merde bu dem

Bilürem ışk ne dürür şevk ile göster sen anı
Ay oturmış depede görsün anı kap gel anı

Dilerisen erinün olmasını hep sen ile
Ve dahi olsun anın fikri de ancak sen ile

NAKARAT:
Eyit ol merde de asla seni terk eylemezem
Eyit ol merde de daim severem hep severem
Eyit ol merde hemandem eyit ol merde bu dem

Acunun mebdesi milad yasadur merd ü zene
Sevişürler bu kaderdür peki hal böyle ise
Nedir ol ışk-ı hakikideki müşkil ya niye?

Bilürem ışk ne dürür şevk ile dut kim sen anı
Öpücük ver de şu dünya ne dürür bilsün anı

Dilerisen erinün olmasını hep sen ile
Yut şu şaşkınca gururun dut elinden bu gice

NAKARAT

(feilâtün/feilâtün/feilâtün/feilün)

Enis TOMBUL
11/10/2010

ışk: aşk
ne dürür: nedir
anı: onu
kanun: kanın
şol: şu
eyit: söyle, de
ol: o
hemandem: hemen, şimdi
depe: tepe
acun: dünya
mebde: başlangıç
merd ü zen: erkek ve kadın
müşkil: zorluk, problem
dut: tut
gice: gece