14 Ekim 2011 Cuma

Hem Celal Hem De Cemal Âbîdesi

"ZEYNA" DİZİSİNİN TASAVVUFÎ BİR TAHLİLİ ÇALIŞMASI

Yaşam sonsuzdur. Ne başı vardır ne sonu. Yolculuğumuzda karşımıza çıkan sevgili dostlarımıza defalarca yeniden rastlarız. Hiç ölmeyiz biz... Çünkü aslında hiç doğmadık... 
(Gabrielle; 4. Sezon, "Déjà Vu All Over Again")

  

Tîği destinde yiğitlik simgesi
Hem celal hem de cemal âbîdesi

 Ülkemizde ve birçok ülkede de bir dönem gösterilmiş olan Zeyna: Savaşçı Prenses (Xena: Warrior Princess) adlı dizi büyük bir hayran kitlesi yarattı. Hayranları diziyi hâlâ tekrar tekrar seyrediyor, forumlarda konuşuyor, dizinin oyuncularının şimdilerde ne yapıp ettiklerini takip ediyorlar. İlk bakışta basit bir ekşın dizisi olarak gözükse de derinine inenler aslında aşktan, yoldaşlıktan, arkadaşlıktan bahsettiğini gördüler. Bu, televizyonda bir ilk ve tekti. Doğrudan arkadaşlığı, iki insanın birbirini her şeyden geçecek derecede sevmesini konu alan başka bir dizi aklıma gelmiyor. Dizinin lisânı evrensel bir lisân; aşk olunca, hangi memlekete, kime ait olursa olsun, onu kim tekellüm ederse etsin insan aşina olduğu motiflere, öğelere rastlıyor. Tevhid ehli zaten nereye baksa Allah’ı, onun bir tecellisini görür; onunla her yerden, her şeyden konuşan Allah’tır ama Zeyna’yı bu yönde yorumlamak hayli kolay çünkü tasavvuf unsurlarının çokluğu insanı şaşırtacak derecede.

  İlk başta Zeyna'nın kendisi, bizatihi Allah'ın celal ve cemal sıfatlarını aynı anda taşıyor. Hem sıfatında bir güzellik var, aşk var, iyilik peşinde, insanlara yardım, hizmet ediyor; ama aynı zamanda bir savaşçı, korkulacak, çekinilecek, celalli biri. Hem âşık, can yoldaşı ve mürşid/müridi Gabrielle'i seviyor, hem de hak için, doğruluk için, düzen, adalet için savaşıyor, katlediyor.
  Dizide Zeyna'nın seyr-i sülukunu görmek mümkün. Sadece celal ehliyken, aşkı bilmezken ilk mürşidi Lao Ma'yla sevgiyi tadar gibi, nefsine laf geçirir gibi oluyor. Lao Ma, Lao Tzu'nun karısıdır. Dizinin yorumuna göre gaddar bir hükümdar olan kocasını komada tutup onun adına yönetir ülkeyi ve sayesinde, Lao Tzu en bilge ve barışsever bir hükümdar olarak anılacaktır. Kendi yazdığı bilgelik kitabını da kocasına atfeder. Buna şaşıran Zeyna'ya:
Lao Ma
"Hikmet cennetten geliyor. Lao Ma yazmış Lao Tzu yazmış ne fark eder?" der. Kendinden tamamen geçmiş, vücud kayıtlarından sıyrılmış ve birçok kerameti olan bir mürşiddir Lao Ma. Hiçbir şey onu incitemezken tek kusuru belki oğlu tarafından incitilmesidir. Kalbindeki evlat sevgisini çıkaramamıştır bir türlü.
“Hiçbir şeyden etkilendiğin yok. Sadece şu kaçırdığım oğlan, ne zaman seni umursamasa sanki kalbine bir bıçak saplanıyor” diyen Zeyna’ya:
“Biliyorum, aptallık ediyorum. Onları doğurmuş olmamız onların sahibi olduğumuz anlamına gelmiyor” diyecektir. Böylece Zeyna Yeşil Ejder’in, onun oğlu olduğunu öğrenir.
Belki de vazgeçemediği tek şey olan evlat sevgisi Lao Ma’nın sonunu getirir. Yeşil Ejder annesini öldürecektir. Lao Ma belki de bu konudaki eksikliğini bildiği için onun elinden ölümü hak ettiğini düşünür. Nitekim Allah dışında taptığımız her şey bizim felaketimiz olur. Lao Ma oğluna mukavemet etmez ama onu öldürmesini –celalinden dolayı- Zeyna’ya vasiyet eder.
  Lao Ma, Zeyna'yı görür görmez ondaki hikmet içine doğar. Zeyna fidye için oğlunu kaçırdığından dolayı düşman oldukları halde Zeyna'yı köpeklere yem olmaktan kurtarır. Niye ona yardım ettiğini soran Zeyna'ya,
"Bana insanların ruhlarını görmek yeteneği bahşedildi, ya da bununla lanetlendim. Farkında olmasan da sen azametli, olağanüstü bir kadınsın" der.
Haklıdır Lao Ma. Zeyna ilerde aşk peygamberinin (Eli) mesajcısının koruyucusu ve annesi olmakla taltif olunacaktır.
Lao Ma’nın sözleri nefs terbiyesinin evrensel öğütlerini terennüm eder:

"Tüm dünyayı kör ve acımasız bir istem yönetiyor. O dünyanın sınırlarını aşmak için istemeyi bırak, şehveti bırak, nefret etmeyi bırak."

"İçini şehvetle doldur ve sadece hayal gör; içini şehvetten arındır ve her şeyde olan büyük gizemi gör."

"Başkalarını zapt etmek gücü olmaktır; kendini zapt etmek yolu bilmektir."

“Gökler hep üstümüzdedir, Dünya uzun yaşar çünkü kendileri için yaşamazlar. Uzun ömür isteyen, başkaları için, başkalarına hizmet için yaşamalıdır.”

Birçok kerameti olan Lao Ma Zeyna'yla uçar vaziyette sema eder, Zeyna'nın Sezar'ca kırılan bacaklarını iyileştirir, onu nefret ettiği birine hizmet ettirerek sınava tabi tutar, ona ihanet eden partneriyle (Boreas; Zeyna'nın oğlu Solan'ın babası) barıştırarak kalbini kinden, nefretten temizlemek ister. Ama Zeyna'nın daha vakti gelmemiştir. Boreas'la anlaşıp Lao Ma'nın oğlunu öldürmeye kalkınca Lao Ma onları yerden yere vurur, Zeyna'yı da azleder.
Lao Ma'nın Zeyna ve ülkesi için güzel planları vardır:
"Bu ülkede barış tesis edeceğiz. Lao’nun krallığını yönetmede bana yardım edeceksin. Benim Savaşçı Prensesim olacaksın" dese de bu planlar Zeyna'nın dize gelmemesiyle suya düşer. (3. Sezon, The Debt I-II) Zeyna'nın daha Herkül'e kadar yolu vardır...

Lao Ma'yla semada raks

  Zeyna'nın aşkı bulmasa da kalbinin iyilikten yana dönmesi Zeus'un oğlunun sayesindedir. İyilikle, hoşgörüyle insanları dönüştüren, kalpleri yumuşatan Herkül, Zeyna'nın ikinci mürşidi olur. Herkül, Zeyna'ya celalini doğru yere sarfetmesini öğretir. Hz. Muhammed'i öldürmeye gelen Hz. Ömer'in Muhammed'ce avlanması gibi Herkül'ü yok etmeye azmeden Zeyna, Herkül'ün, kalbine dokunmasıyla değişir, kötülükten vazgeçer. Şakiyken -inşallah- said olur. (Hercules: The Legendary Journeys, 1. Sezon, "The Warrior Princess", "The Gauntlet", "The Unchained Heart") Ama Zeyna'nın aşkla tanışması için Gabrielle'e rastlaması lazımdır.

Gabrielle
  Zeyna'nın üçüncü mürşidi Gabrielle'den Zeyna, aşk ilmini öğrenir. Suretâ cemal ehli olan Zeyna'nın ruhu da cemalle hemhâl olur. Baştan ayağa cemal olan Gabrielle saflık makamıdır. Nefsi tertemizdir. Kimseyi -öldürmeyi bırakın- incitmemiştir, kırmamıştır bile. O Zeyna'nın kudretine hayranken, Zeyna da onun saflığına, barışçılığına, sevgi dolu oluşuna hayrandır.

"Sana baktığımda tanıdığım en saf ve en iyi kalpli insanı görüyorum. Merakla ve hikâyelerle dolu ve asla pes etmeyen biri." (2. Sezon, “Remember Nothing”)

“Sen benim yaşam kaynağımsın, Gabrielle. Eğer kendimle yüzleşip yapamayacağım işler başarıyorsam bu senin sayendedir.” (3. Sezon, “One Against an Army”)

"Sen Gabrielle'sin; ozan, Amazon prensesi, en iyi arkadaşım... Ne olduğunu kimseye borçlu değilsin. Soru şu ki, ya ben sensiz ne olurdum?" (3. Sezon, “The Dirty Half Dozen”)
der Zeyna Gabrielle’e.

Gabrielle de Zeyna’ya:
“Beni de yanına al, bildiğin her şeyi bana da öğret.” der, daha en baştan. (1. Sezon, “Sins of the Past”)

İkisi de birbiri gibi olmak ister. O yüzden ikisi de birbirinin hem müridi hem mürşidi olur. Zeyna Gabrielle'den, aşkı, sevgiyi öğrenir; sevgi sayesinde nefislerinden geçerler, birbirleri için ikisi de ölürler. Gabrielle de Zeyna'dan çıkarsız sevgiyi, aşkı öğrendiği gibi savaşçılığı da öğrenir, celal kesb eder. Dizinin sonunda ikisi de birbirine benzer olmuştur.

  Zeyna’nın Gabrielle dışında mürşidleri olduğu gibi Gabrielle’in de vardır. 4. sezondaki Hindistan yolculuğunda Eli’yle tanışırlar. Eli, Hz. İsa’dan esinlenildiği belli olan bir veli veya nebidir. Çoktanrılılığın sonunun geldiğinin habercisidir. Tek Tanrı var, o da sevgiden ibaret der.

“Biri bana vurup beni düşürürse kalkarım. Bir daha düşürürse kalkabilirsem yine kalkarım ama karşılık vermem.” (4. Sezon, “The Way”)

“Çıkarsız, saf sevgi bu dünyada, Tanrısal mükemmelliğin tek ifadesidir. Birinin erişebileceği en büyük güçtür sevgi" der. (4. Sezon, “Ides of March”)

Eli
Tasavvufun, dünyanın yaratılış sebebini sevgiye; Allah’ın bilinmeyi sevmesine dayandırdığı gibi Eli de her şeyin merkezine sevgiyi koyar. Herkesi, her şeyi sevdiğinden kimseye karşılık vermez, mukavemet etmez. Öyle ki ölümü bile hoşnut karşılar. Çünkü onun öldürülmesi dünyaya yepyeni bir düzen getirecektir. İnsanları çoktanrılı dinden soğuttuğu için Ares ona düşman olmuştur. Ares Eli’yi öldürerek de ancak ona ve yeni düzene hizmet etmiş olur. Eli’nin popülaritesi artar, insanlar bölük bölük tek Tanrı’ya yönelirler. Yani insanlar doğru yola ulaşsın, sevgi dinini, tek Tanrı’yı benimsesin diye kendini feda eder Eli.
  Eli, Gabrielle’i de derinden etkiler. Onun öğretisi aklına iyice yatan Gabrielle, elinden sopayı, kılıcı bırakır. Barışın yolunu takip eder bir süre. Ta ki Zeyna’nın başı derde girinceye kadar. Bu sınavda Zeyna’yı kurtarmak için Zeyna’nın canına kast eden adamları öldürmek zorunda kalır. Hiç tereddüt etmeden de öldürür. Çünkü aslında daha başka, daha yüce bir yolu takip ettiğinin farkına varır; arkadaşlık yolu, aşk yolu. Aşk yolunun bütün yollardan yüce olduğunu anlar Gabrielle. Onu barış yolundan döndürdüğüne üzülen Zeyna’ya şöyle cevap verir:

“Üzülme. Eğer arkadaşlığımız olmasaydı çıkarsız sevginin gücünü anlar mıydım sanıyorsun?" (4. Sezon, “The Way”)

“Sen benim özümü ortaya çıkardın, beni ben yaptın. Seni tanımadan önce beni kimse olduğum gibi görmüyordu. Görünmez gibiydim. Fakat sen benim olabileceğim her şeyi gördün. Beni kurtardın Zeyna.” (4. Sezon, “Ides of March”)

"Her yola razıyım Zeyna, yeter ki seninle olsun." (6. Sezon, “The Abyss”)

İşte bir mürşidin yaptığını yapmıştır Zeyna Gabrielle’e. Özünde ne varsa onu ortaya çıkarmıştır. Gabrielle de Zeyna’ya aynını yapmıştır. Kendilerini birbirlerinin aynasında seyrediyorlardır.

Krişna
  Gabrielle’in, yolundan bir an olsun saptığı gibi Zeyna da izlediği yoldan sapar gibi olmuştur. Bir sonraki hayatında bir barış azizesi olacağını öğrenir. O yüzden savaşçının yolunu, yani bu hayatındaki nasibini, görevini sürdürmekte tereddüt eder. Hint tanrısı Krişna’dan yardım ister. Krişna ona yol gösterir:

"Kaderinin ne olduğunu, bir sonraki yaşamında azizenin yolunu yürüyeceğini gördün. Ama o hayata, bu hayattaki menkıbeni takip etmeden ulaşamazsın (...) Doğru bildiğin uğruna savaşmaktan çekinme. Kendi yolundayken ölmek, başkasının yolunu takip ederek yaşamaktan yeğdir. Dövüşteyken kayıtsız ol. Bu hayattaki vazifeni yerine getiriyor olmanın verdiği güvenle dol. İşte o zaman menkıbeni bilirsin." (4. Sezon, “The Way”)

Yani Krişna onu bir nevi sırat-ı müstakime çeker. İsminin onda tecelli etmesine yardımcı olur. Savaşçı olacaksa en iyisi olmasını öğütler.

  Dizide Savaş Tanrısı Ares, Zeyna’nın nefsini temsil eder. İkinci mürşidi Herkül’le tanışana kadar aslında hep Ares’in yolunu takip etmiştir Zeyna. Hırs, nefret, kin, tamah, şehvet, kötülük yolunu... Nefsi, yani Ares hep bunları ister. Bütün dünyayı fethetmektir Zeyna’nın amacı. “Ülkeler Yıkan” olacaktır. Herkül’le tanıştıktan sonra Ares’le ilişiğini keser gerçi ama Ares onu asla bırakmaz. Ölene kadar hep peşindedir, yine kendi yoluna çekmeye çalışır onu. Aynen nefsin bize, biz bu vücud kayıtları altında oldukça yaptığı gibi. Zeyna da bir iki defa onun yoluna kayar gibi olur ama sonra kalbini temsil eden Gabrielle sayesinde toparlanır. Kalbi nesfine hakim gelir. (1. Sezon, “The Reckoning”, 2. Sezon “The Price”)
Bunun yanında Zeyna’nın nefsi, yani Ares de aynı kalmaz. Zeyna’nın hayatı Ares’le mücadeleyle geçer, bu mücadele sonucu Ares de değişir. Nefsin terbiye olması gibi Ares de terbiye olur.
Zeyna’nın kızı Eve’in, Yunan tanrılarının sonunu getireceği kehaneti ortaya çıkınca Yunan tanrıları Zeyna’ya savaş açarlar. Daha Eve doğarken Herkül Zeyna’yı ve bebeğini korumak için babasını Kronos’un kemiğiyle öldürmüştür. (5. Sezon, “God Fearing Child”) Kalan tanrıları örgütlemek Athena’ya kalmıştır. Bu arada baş melek Mikail, Eve yaşasın, Eli’nin öğretisini yaysın, yeni düzeni getirsin diye Zeyna’ya tanrıları öldürme gücü verir ve onu mesajcının koruyucusu yapar. Ares’se bu sırada Zeyna’nın dikkatini dağıtmaya uğraşarak tabiatının icabını yapıyordur. Gabrielle ve Eve ölümcül bir şekilde yaralanınca Zeyna Athena’ya onun hayatını Gabrielle ve Eve’i iyileştirdiği takdirde bağışlayacağını söyler. Athena’nın izni olmadan Gabrielle ve Eve’in iyileşmesi mümkün değildir. Athena buna yanaşmaz ve Zeyna’ya saldırır. Bu arada kan kaybından ölen Eve ve Gabrielle’i Ares, ölümsüzlüğünden vaz geçerek canlandırır. Zeyna da Athena’yı öldürür. Yani Ares, Zeyna’nın kızı ve arkadaşı için kendi kardeşinden vaz geçmiştir. (5. Sezon, “Motherhood”)
Bütün hayatı kötülükle geçen Ares’i Zeyna bu şekilde değiştirmiştir. Yunan tanrılarından geriyeyse sadece Afrodite’yle Ares kalır. Fakat ikisi de artık ölümlüdür. Afrodite’nin ölümsüzlüğüyse Caligula tarafından çalınmıştır. Hal böyle olunca dünyanın dengesi şaşmıştır. Odin’in elmaları sayesinde Afrodite’ye ölümsüzlüğünü yeniden kazandıran Zeyna, elmadan Ares’e de verir. Ares’in yine ortalığı karıştıracağını bile bile...
“Nefretsiz sevgi olmaz, şiddetsiz barış olmaz, öfkesiz af olmaz. Afrodite'yi Ares'siz Olympos'a gönderemezdim. Bu bütün dünyanın dengesini bozardı” der Zeyna. (6. Sezon, “You are There”)
Dünyanın düzeninin zıtlıklar üzerine kurulduğunun farkındadır. Dizi kesretten vahdete gider. Çoktanrılılıktan tek Tanrı’ya. Tanrıları öldürerek onların temsil ettiklerini birlemiş, çoğulculuktan tevhide gitmiş olur. Ares’le Afrodite’yse aşk ve savaşın simgeleri olarak kalırlar. Bir de Zeyna’nın nefsini simgelediği için Ares, Zeyna yaşadıkça yaşayacak ve görevini yapacaktır.

Ares
Zeyna sayesinde ölümsüzlüğüne yeniden kavuşan Ares bu sefer hayatını kurtardığı Eve’i yakalatıp öldürtmek ister. “Bana bunu neden yapıyorsun?” diye soran Zeyna’ya da akreple kuğunun hikâyesini anlatır:

"Akrebin biri bir nehirden geçmesi gerekince kuğudan yardım istemiş. Kuğu da 'bu işin pek bir riski yok, onu azgın nehirde taşıyan birini sokacak değil ya' diye düşünmüş. Yolun yarısında akrep kuğuyu sokmuş. İkisi de boğulurlarken kuğu akrebe sormuş: 'sana yardım ediyorken neden beni soktun?' Akrep cevap vermiş: 'benim işim bu'" (6. Sezon, “Path of Vengeance”)

Yani nefs yine nefsliğini yapacak, kötülüğü emredecektir. Ares’ten iyi bir iş zuhur etmiş olsa da onun tabiatı yine aynıdır. Akrep sokar.
  Ares nefsi temsil ettiği için fazla değişmez ama dizide birçok kişinin köklü değişimine tanık oluruz. Çok kişi şakiyken said olur. En başta Zeyna:

  
  Baştan aşağı nefsken, sayısız kişi öldürmüş, sayısız köy yok etmişken Eli’nin elçisinin, yani kızının koruyuculuğuna kadar yükselmiştir. Kılıcını doğruluk, adalet uğruna sallar, hayatı oradan oraya dolaşıp insanlara hizmet etmekle, günahlarını temizlemeye çalışmakla, nefs mücadelesiyle geçer. Yarlıganma gibi bir kaygusu yoktur. Sadece kefaret öder, iyilik yolunda harcar ömrünü. Şeytanın yolundan geldiği için iyiliğin değerini herkesten iyi bilir. Karanlık geçmişi ona bir tazyik, motivasyon kaynağı olur. Sırat-ı müstakimde daha hızlı ilerler.

Callisto
  
  Ezeli düşmanı Callisto, Zeyna geçmişte onun ailesini öldürdüğü için Zeyna’ya düşmandır. Hayatını Zeyna’ya zarar vermek üzere kurar. Halbuki bu bir bahanedir; ezelinde şakilik vardır. Şakiliğini ortaya çıkarmak için Zeyna’nın ona uğrattığı kaybı kullanır. Hiç adam olmayacak, mutlak kötü nazarıyla baktığımız Callisto, Zeyna kendini feda ederek cehenneme kendini, cennete de onu gönderince cennet sularıyla yıkanarak arınır, bir melek olur. (5. Sezon, “Fallen Angel”) Eli’ye cennete çağırıldığını, öldürüleceğini müjdeler. Dünyaya yeniden gönderilmesi zamanı gelince de Zeyna’nın kızı Eve’in ruhuyla yeniden doğar. Yani birbirlerine bir zamanlar muazzam kayıplar vermiş iki düşman, anne-kız olur. (5. Sezon, “Seeds of Faith”)

Eve

  Eve, Callisto’nun ruhuna sahip olduğu için, bir de annesinin yokluğunda, Romalıların elinde büyüdüğü için aynen, Callisto ve Zeyna’nın eski yollarından gider. Eli’nin müritlerinin bir numaralı düşmanıyken; onları bölük bölük katlediyor, soykırıma uğratıyorken ve de en son annesi Zeyna’yı öldürmek üzereyken Eli’nin bir mucizesiyle kendine gelir ve hayatını Eli’nin, sevginin yoluna adar. Bir numaralı Eli düşmanıyken onun bir numaralı dostu, elçisi olur. (5. Sezon, “Eve”)
  
  Hayatını Herkül’e zarar vermeye vakfetmiş üvey anne Hera, ömrünün sonunda hidayete erer ve kocası Zeus, Zeyna ve bebeğini öldürmesin diye Herkül’e Kronos’un mezarını gösterir. Herkül Zeus’u öldürecek kemiğe Hera sayesinde ulaşır.

  Nice şakiler said olur.
  “Kalpler Allah’ın iki kudret parmağı arasındadır. Onları istediği gibi evirir, çevirir ve istediğini sırat-ı müstakime hidayet eder” (Hadis)
  
  Hakikat gözü açık olanlar bu altı sezonluk diziden, dahasını da çıkarırlar kuşkusuz. Yabancı bir dizinin manevi yoruma bu kadar açık olması başlı başına bir olay, şaşırtıcı bir şey. Acaba bizim evliya yurdu Anadolu’dan çıkartıp şimdilerde Araplara filan ihrac ettiğimiz dizileri sıksanız bu kadar mânâ çıkar mı...

Enis TOMBUL
14/10/2011

20 Mart 2011 Pazar

MİYOP


Gözlerin görmesin artık uzağı
Sana senden yakın olmuş biri var
Arama nâfile yurdu bucağı
Yanıbâşındaki göz göz eve var

(feilâtün/feilâtün/feilün)

Enis TOMBUL
19/03/2011

27 Ocak 2011 Perşembe

LUCY


Love was an intruder it just came and I was not ready,
Up above it shined like a star, sent its light to me.
Come to me my darling it's been years but the star's bright,
You're the eighth wonder to me, I love you so much, oh Lucy!

(fâilâtün/fâilâtün/fâilâtün/fâilün)

Enis TOMBUL
24/09/2010

20 Kasım 2010 Cumartesi

What do You Want from Me/İsteğin Benden Nedir...


İsteğin Benden Nedir...

Seyrederken çevreni bu hânede sen bu gece
Kıs ziyâyı, gel otur yerleş canım sen şöylece

Gözyaşım mı isteğin yahut kanım mı, de bana
İsteğin benden nedir cânım nedir, bildir bana

Şarkı mı söyle diyorsun tâ ki ses mes kalmasın?
Tellere vursan da şöyle parçalansın parmağın?

Ah rızân almak ne zormuş, bir de memnun olsan a!
İsteğin benden nedir cânım nedir, bildir bana

Bende senden gizli mâlûmat mı var zanneyledin?
Hiç cevap vâdetmesem artık çekip gitmez misin?

Kalsam öyle ben dışarda, yağmur inse bâşıma?
Yâ papatya tâcı mı yapsam senin ben bâşına?

Bil ki muhtaç olduğun insan değildir eş bana
İsteğin benden nedir cânım nedir, bildir bana

Sahip olman iş değildir bir şeye, iş istemek
Kaptırıp gitmek, hayal kurmak, sularda yürümek

Bunlara sahip olursun, gördüğün her bir şeye
Ruhunu satmak mı derdin, tam tasarruf şevkine?

Gel ferâmuş eyle imşeb, şöyle kaybet sen seni
Bak derûnunda ne varmış, saklama, gör kendini

Gel de yüzleş sen ışıkla, çehreni dön nurlara
İsteğin benden nedir cânım nedir, bildir bana

(fâilâtün/fâilâtün/fâilâtün/fâilün)

Enis TOMBUL
16/11/2010

hâne: ev, oda
ziyâ: ışık
tasarruf: kontrol
feramuş eylemek: unutmak
imşeb: bu gece
derûn: iç
_________________________________
What do you Want from Me
(David Gilmour, Rick Wright, Polly Samson)

As you look around this room tonight
Settle in your seat and dim the lights
Do you want my blood, do you want my tears
What do you want
What do you want from me
Should I sing until I can't sing any more
Play these strings until my fingers are raw
You're so hard to please
What do you want from me

Do you think that I know something you don't know
If I don't promise you the answers would you go
Should I stand out in the rain
Do you want me to make a daisy chain for you
I'm not the one you need
What do you want from me

You can have anything you want
You can drift, you can dream, even walk on water
Anything you want

You can own everything you see
Sell your soul for complete control
Is that really what you need

You can lose yourself this night
See inside there is nothing to hide
Turn and face the light

What do you want from me


14 Kasım 2010 Pazar

Hate is the Star&Hearts are Hurting-II/Nefret Ahterdir&Kalp Sancısı-II


video:

Nefret Ahterdir

Baştan azdır, pek ehemmiyyet vaad etmez sana
Habbe yâ zerre yahut dâne demek lazım ona

Lîk ekilmiş hem boy atmış ol tohum sen bilmeden
Tüm hayâtın şol kire batmış, yayılmış kir hemen

Kudreti gırtlakladı tüm sevgini, tüm neş'eni
Açlığı dünya tüketti çün helaktir gayesi

Nefret ahterdir, ene'n hep nefrete tağyir olur
Tüm azâb-ı âzamı nâfir çeker, menfur durur

Canlı yer ifna eder de sonra tükrür o seni
Ahter o, gālib-i mutlak, tefrik etmez kimseyi

Tâlimi san'attir ol kînin ki âkilsen bile
Kıstırır, tazyîk eder, mağlûb eder âhir, yine

Sende mi sandın tasarruf, yutmuş artık benliğin
Kindi fikrin, kindi zikrin, kin hayal ettiklerin

Kîninizden kuvvet aldım, berhevâdır ömrünüz
Geldi çattı mahvınız, oldu muzaffer kîniniz
_________________________________



Kalp Sancısı-II

Z: Hiç akla gelir miydi bizi nefret ayırsın?
dayancımızı silsin?
G: nasıl kin güdebildim?
Z: Takdîrin o korkunç düğümünden çıkabilsek...
G: nasıl incitebildim?
Z: Cinnet süremez böyle!
G: hayır, ben de inanmam
Z: Hiç akla gelir miydi ki çıksın bariyerler?
G: Olsun bana bigâne dahî düşman o gözler?

Z: Müşterek kalp sancısıydı derdimiz
G: Parça parça etti sancı ruhumuz

Z: Hışmımız âmâya döndürdü bizi
G: Iztırâbın görmedik ertesini

Z: Ah ki tekrar avdet etsek sevgiye
G: Panzehir bulsak açık yârelere

Z: Ol zaman terk eyleriz kînimizi
G: Kalmaz artık nefretin bir zerresi

Z&G:
Mazi-yi mecrûhu mağlub edelim
Yan yana, birlikte hep güçlenelim

Karşı koymak iş değil âfetlere
Mahfuzuz biz; sevgimiz rehber bize

vezinler:
(fâilâtün/fâilâtün/fâilâtün/fâilün)
(mefûlü/mefâîlü/mefâîlü/feûlün)
(fâilâtün/fâilâtün/fâilün)

Enis TOMBUL
26/10/2010

habbe: tohum
dâne: tane
lîk: lakin
helak: yok etme
ahter: yıldız
ene: ben, benlik
tağyir olmak: dönüşmek
azâb-ı âzam: büyük azab
nâfir: nefret eden
menfur: nefret edilen
ifna etmek: yok etmek
tefrik etmek: ayırt etmek
âkil: akıllı
âhir: sonunda
tasarruf: kontrol
berhevâ: boş, nafile
muzaffer: galip
bîgâne: yabancı
avdet etmek: dönmek
mazi-yi mecrûh: yaralı geçmiş
mahfuz: korunan, emniyette
__________________________________________________




Hate is the Star
(Pamela Phillips Oland, Dennis Spiegel)

It begins very small
Seems like nothing much at all
Just a germ, just a speck, just a grain
But the seed has been sown
And before you know it's grown
It has spread through your life like a stain
And its power will strangle your love and your joy
And its hunger consumes for it lives to destroy

Hate is the star; it becomes who you are
Not the hated, but the hater has a torment that's greater
It will eat you alive, consume you and spit you out
Hate's gonna win that there's no doubt about
Hate doesn't care who you are- Hate is the Star!

Learning hate is an art, even people who are smart
can be caught, can be crushed, can be creamed
Hate has swallowed you whole
Did you think you're in control?
Hate you thought, hate you spoke, hate you dreamed
All your hate gave me substance your lives are undone
It's your eve of destruction, your hatred has won!
_________________
Hearts are Hurting-II

Xena:
I never dreamed that we'd be distanced by a hate
That all the trust we had would go

Gabrielle:
How could I hate you

Xena:
How could it come to pass? This awful twist of fate

Gabrielle:
How could I hurt you

Xena:
This madness can't be so

Gabrielle:
I can't believe it

Xena:
I never dreamed that any barriers could rise

Gabrielle:
Or that I'd ever see the stranger in your eyes

Xena:
Our hearts were hurting both the same

Gabrielle:
The hurt was tearing up our souls

Xena:
The fury in us made us blind

Gabrielle:
We could not see beyond the pain

Xena:
If we can turn again to love

Gabrielle:
If we can heal these open wounds

Xena:
We'll leave this hatred far behind

Gabrielle:
So not a trace of hate remains

Both:
We'll overcome our damaged past
And we'll grow stronger side by side
To stand together through the storms
We're safe ‘cause love will be our guide


8 Kasım 2010 Pazartesi

War & Peace/Cenk & Sulh


Zeyna dizisinin iki müzikal bölümü vardır: İlki (3. Sezon: Bitter Suite) Türk izleyicisiyle buluşmadı. İkincisininse (5. Sezon: Lyre Lyre Hearts on Fire) müzikal kısımları kesilmiş bir halde yayınlandı. (Bunu yapan Kanal D'ydi, daha sonra Digiturk'te ne oldu, bilmiyorum).
Daha klasik çizgide olan ilk müzikalin müzikleri Joseph Lo Duca'ya ait. Zaten çok usta bir besteci olan Lo Duca, "Bitter Suite"te sanatının bence doruğuna çıkmış. Aşağıdaki parça, bu ilk müzikalden. Önce günümüz Türkçesiyle, normal bir çeviri yapayım dedim ancak o kadar yavan geldi ki tekrar aruza döndüm.
Konuyu özetlemek gerekirse, Zeyna ve Gabrielle'in arası, Gabrielle'in Dahak'tan olma şeytanî kızının Zeyna'nın oğlunu öldürmesi ve daha birkaç anlaşmazlık yüzünden açılmış, Zeyna Gabrielle'i öldürmeye teşebbüs etmiş, ikisi Illusia denilen hayalî bir diyara düşmüştür.

video:
http://www.facebook.com/home.php?#!/video/video.php?v=491388178637
_________________________________
Cenk ve Sulh

Cenkçiler:
Hamdler olsun kazâ rüzgârına
Zeyna döndü sâdık ahbab yânına
Haşre de cenge varız senle, cesurdur Zeyna'mız!

Şanlı Şakrâm'ın* kavisler neşreder
Manyetik, vahşi kıvılcımlar saçar
Hiç de sapmazsın hedeften, yok menendin Zeyna'mız!

Tîği destinde yiğitlik simgesi
Hem celal hem de cemal âbîdesi
Nafile sürmüşsün ömrün, süsmediyse Zeyna'mız!

Cenkçi #1:
Sen ki cengâver prenses, bes kavîsin çün meşe
Cenkçi #2:
Muktedir çeşmânın âdemler kulûbun sökmeye

Cenkçi #3:
Bir bakışla soldurursun gülleri
Cenkçi #4:
Süt keser, titrer herifler kıl gibi
Cenkçiler:
Hoş gelişler oldu Zeyna'm avdet etti yurduna

Ares:
Sen ne kudretli ne müthiş cenkçisin
Kaç baş eğdirdi aceb ol haşmetin
Kalbimi sorsan yakıp yandırdığındır daima

Cezbeder zırhların beni ey şuh kadın!
Yaktın Allah âteşe gark eyledin
Kalb-i süflîde utancın zerresi yoktur bana

Cenkçiler:
Sana bana savaş olsun mühim değil sebebi
Cehennemin teröründe beyin tokaçlayalım
Savaş, savaş, savaş olsun, yeter bi' kükreyişi
Cenkçi #5:
Ares şu hikmeti söyle.
Ares:
Savaşta kolla seri!

Cenkçiler:
Savaş, savaş, savaşı cenkçiler sever de sever

Köylüler:
Gözyaşından köprülerden geçti o
Hem de pek korkunç ödünler verdi o
Bir de mâsûmiyyeti yitti; can aldı Gabrielle

Şimdi geçmiş hür bıraktı, böylece
Döndü artık yurduna, olsun diye
Senle benle, eski ahbâbıyla birlik, Gabrielle

Köylü #1:
Çok zaman var ki koparmışlardı bizden ah seni!
Köylü #2:
Görmek ait olduğun yerde nasip oldu, seni!

Köylü #3:
Derdlere dermân için biz burdayız
Köylü #4:
Muntazır teşrîfine Pôtedya'mız**
Köylüler:
Hoş gelişler oldu avdet etti yurda Gabrielle

Lila:
Damga vurdu zorbalar, ahmak ve sultanlar sana
Göm onun birkaç kuruşluk şerrini sen toprağa
Ger kerîmen sağ olaydı makbul idi, bil, o da

Köylüler:
Sana bana barış olsun keçi kaz ördek ile
Saatleri unut ekmek yapıp saman düzelim
Barış, barış, barış olsun, yalın ve çok neşeler
Köylü #1:
Fikir dahi durur ancak
Köylüler:
zaman tagayyür eder

Barış, barış, barışı köylüler sever de sever

Ares:
Düşmanı ezmekte sevku'l-ceyşe muhtaçtır kişi
Annesinden doğmadı senden ehil fani biri
Yazgını reddetme Zeyna, gel benimse fikrimi

Cenkçiler:
Sana bana savaş olsun mühim değil sebebi
Cenkçi #6:
Ağaç devir yolu mahvet,
Ares:
bulunmaz öc gibisi

Cenkçiler:
Savaş, savaş, savaşı cenkçiler sever de sever

Lila:
Zeyna'dan dost olmaz ancak tersyüz eyler aklını
Azmedip tağyîre kalksan da ölümcül râhını
Önce katlet de cömert ol sonra, al şu tırpanı

Köylüler:
Sana bana barış olsun keçi kaz ördek ile
Otur da bak hayat aksın.
Köylü çift:
Otumsu ömrünü ye.

Köylüler:
Barış, barış, barışı köylüler sever de sever

Köylüler:
Var mı sulhün bir menendi, de bana
Öldürür cenk insanı, nefret keza

Pek lezizdir işte bak sakin hayat
Cenkçiler:
Vur, kır, öldür, parçala, ez, yak, kanat

Köylüler:
Tut elimden, bu işi halletmeli
Gel de mahvetme şu istikbalini!

Cenkçiler:
Oğlunun koyma kanın yerde canım
Üstüne farz intikam almak hanım!

Köylüler:
Gel de var idrake artık, bak bana
Hope*** ölünce hürriyet verdi sana

Cenkçiler:
Çeşmine perde şirinlik olmasın
Zeyna, ifa et, vazifen durmasın!

vezinler:
(fâilâtün/fâilâtün/fâilün)
(fâilâtün/fâilâtün/fâilâtün/fâilün)
(mefâilün/feilâtün/mefâilün/feilün)

Enis TOMBUL
06/11/2010

* Şakram: Zeyna'nın çember şeklindeki silahı
** Potedya (Poteidia) Gabrielle'in doğduğu şehir
*** Hope: Gabrielle'in, Dahak'tan olma kızı. Bu kız şeytanî olmasına, Zeyna'nın uyarılarına rağmen Gabrielle ona hep iyilik atfetme yanlısı olmuştur. Zeyna kızı öldürmek istemiş, Gabrielle kıza öldü süsü verip onu Zeyna'dan saklamış, kız büyüyünce Zeyna'nın oğlunu öldürmüştür. Bu, iki arkadaşın arasını açan en büyük hadisedir.

kazâ: şans, talih
haşr: kıyamet, toplanma günü
cenk: savaş
neşretmek: yaymak
bî-nazir: eşsiz, benzersiz
tiğ: kılıç
dest: el
celal: azamet, hışım, hiddet, korkulacak vasıflar
cemal: güzellik, beğenilen/sevilen vasıflar
cengâver: savaşçı
bes kavî: çok güçlü
muktedir: yetkin
çeşmân: gözler
âdem: insan, adam
kulûb: kalpler
avdet etmek: dönmek
gark eylemek: batırmak
kalb-i süflî: nefsâni, bayağı, alçak kalp
ser: baş
muntazır: bekleyen, gözleyen
teşrîf: şereflendirme, şeref verme
kerîme: kız çocuk (burada kastedilen Hope)
tagayyür etmek: değişmek
sulh: barış
sevku'l-ceyş: strateji
tağyîr: değiştirme
râh: yol
sulh: barış
çeşm: göz
ifa etmek: yerine getirmek

____________________________________
War and Peace
(Pamela Phillips Oland)

Warriors:
Praise the winds of chance that blew
Xena back where friends are true
We would fight to death for you, brave Xena

When your mighty chakram arcs
Throwing fierce magnetic sparks
No one ever hits her marks like Xena

Famed for prowess with a sword
Who's as feared and as adored
You've not lived till you've been gored by Xena

Warrior #1:
You've the Warrior Princess who's as strong as an oak
Warrior #2:
You've got eyes that can tear out the heart of a bloke

Warrior #3:
With one look you can wilt a flower
Warrior #4:
Curdle milk or make men cower
All Warriors:
Welcome home, Xena, welcome home

Ares:
You are the most divine, delicious warrior
A man can't help saluting your return
And if you start my heart it's just the way you slash and burn

Bewitching woman, straining at the armor plate
You singe me with the ardor you inflame
And in my carnal heart there's not a sorry shred of shame

All Warriors:
You and me love war, doesn't matter what it's for
Pandemonium reigns and we're bludgeoning brains
Gives us war, war, war, keep it down to a roar

Warrior #5:
Words of wisdom Ares said
Ares:
When in battle keep your head

All Warriors:
Warriors love war, war, war

Villagers:
O'er the Bridge of Tears she's crossed
And she's paid a fearful cost
Her blood innocence is lost, Gabrielle

Now the past has set her free
And she's traveled home to be
With her old friends you and me, Gabrielle

Villager #1:
You've been plucked out from the heart of our lives for long
Villager #2:
Now we're grateful you've come back to place you belong

Villager #3:
For what ails the panacea
Villager #4:
Surely waits in Poteidia
All Villagers:
Welcome home, Gabrielle, welcome home

Lila:
Villains, fools and kings have made their mark on you
Leave their easy evil in the dust
If your child had lived, we'd surely make her welcome, too

All Villagers:
You and me love peace with the ducks and goats and geese
While the hours away baking bread, pitching hay
We love peace, peace, peace, simple joys that never cease

Villager #1:
Nothing changes but the time
Small Group of Villagers:
We don't even change our mind

All Villagers:
Villagers love Peace, Peace, Peace

Ares:
Pulverizing foes requires strategy
There's no mortal born who meets your skill
Xena join my vision - don't deny your destiny

All Warriors:
You and me love war doesn't matter what it's for
Warrior #6:
Chop the tree down, burn the root
Ares:
Vengeance can be such a hoot

All Warriors:
Warriors love war, war, war

Lila:
Xena was no friend, she worked to twist your mind
Though you tried to change her deadly ways
Take the scythe - It's just a case of killing to be kind

All Villagers:
You and me love peace with the ducks and goats and geese
Lila:
Sit and watch the world go by
Villager Couple:
Vegetate until you die

All Villagers:
Villagers love peace, peace, peace

Warriors:
We love War
Villagers:
Peace is such a lovely state...
War can kill you so you hate

Warriors:
Fear! Lies!
Smite and smoke and pulverize
Villagers:
Here the simple life's a delight

Warriors:
Pus and Gore
Villagers:
Just you put your hand in mine,
Sure your future's on the line

Warriors:
You've a son you must avenge,
Know you must extract revenge

Villagers:
You must know that when

Warriors:
Don't be put aside by beauty,
Xena you must do your duty

Villagers:
Hope died she freed you


25 Ekim 2010 Pazartesi

Gönül



Eyvah ki eyvah bir mah ki ben âh ettikçe oldu nur-ı mücessem,
Yandı felekler çalkandı ervâh, derdimden oldu âlem müellem.
Gitmiş o dilber, ol mah, o server, koymuş şu cismim bî-can ü bî-ser;
Ölmek değildir işten o demler, buymuş hakikat: hicran mukadder.
N’olurdu bahtım mâmur olaydı ya dil duraydı meş’ur olaydı,
Üftadelikten âzâd olaydı derken dübâre dil aşka kandı.
Leylen hamûştu, coştu nehâren, yekrenkti nâgâh oldu mülevven;
Âfak mülevven, eflâk mülevven, şevkinden oldu âlem mülevven.
Harab mı oldun sen aşk elinden, âbâd mı oldun oldun da hemdem?
Gönlüm durulsa, uslansa birden, geçmiş devirler yaşlansa madem.
Ömründe bir kez bulsan felah sen; geçsen şu suret perestişinden,
Nâkıs ü tammı bir tefrik etsen, bütânı kırsan, hüccâbı yensen...
Ünsiyyet içün gelmiş cihâna, dalmış Enis bu emvâc-ı aşka,
Leylâ’yı koysa, Mevlâ’yı bulsa, gelse yakîne, huzûra varsa...

Enis TOMBUL
12/03/2010

mah: ay
nur-ı mücessem: nur dolu, nurla şekillenmiş
ervâh: ruhlar
müellem: elemli
server: baş çeken
bî-can ü bî-ser: cansız ve başsız
hicran: ayrılık
mâmur: yapılı, âbâd
dil: gönül
meş'ur: şuurlu, akıllı
üftadelik: düşkünlük
dübâre: yeniden, bir kere daha
leylen: geceleyin
hamûş: sessiz
nehâren: gündüz (vakti)
nâgâh: ansızın
yekrenk: tek renk
mülevven: rengârenk
âfak: ufuklar
eflak: felekler
hemdem: solukdaş, arkadaş
perestiş: tapınma
nâkıs ü tamm: eksik ve bütün
tefrik etmek: ayırt etmek
bütân: putlar
hüccâb: perdeciler
ünsiyyet: ahbaplık, dostluk (ayrıca Enis isminin kökü)
emvâc-ı aşk: aşkın dalgaları
yakîn, huzûr: tasavvuf makamlarından; Allah'a yaklaşmakla, O'nu bilmekle elde edilir, yakîn huzûru önceler